Zaman, Kaos ve Değerleme Üzerine

Şirket değerlemeleri yapılırken farklı yöntemler kullanılır. Bu yöntemlerin bazıları geçmişe göre değerler, bazıları şu anki duruma göre, bazı yöntemler  geleceği tahmin ederek değerlemeleri yapar.

Geçmiş veriler trendi yakalamak ve eğer diğer tüm değişkenler sabit ise istikrarı görmek için kullanılabilir. Değişkenler değiştiğinde ise şu anı ve geleceği nasıl etkileyeceği üzerine veriler manipüle edilebilir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, geçmiş ve şuandaki veriler gerçektir. Buna göre yapılan analizlerin bir dayanağı vardır, gerçekleşmiş fiyatlar, gerçekleşmiş karlar, gerçekleşmiş satışlar…

Geleceğe yönelik değerlemelerde ise böyle bir gerçeklik yoktur. Tahminler üzerine bir değerleme yapılır. Bilançoları etkileyecek değişkenler sonsuz sayıdadır. Bu şirketin CEO’ sunun ruhsal durumundan tutun, bir içecek firmasının küresel ısınmadan kaynaklı 1 santigrat derecelik sıcaklık farkını tolere edememesi ya da her şeyin gayet güzel gittiği bir ortamda ucuza sigorta satan bir sigorta şirketinin işlerinin birden bire tam tersine dönmesi ve tazminat ödemelerine başlaması gibi başta düşük olasılıklı gözüken ama gerçekleşen olay mevcuttur. Bu olayları geçmişteki verilere ya da şu anki verilere bakarak tahmin edemeyiz.

Zamanın akışı geriye doğru değil geleceğe doğru olduğundan en önemli veri geleceğin verisidir. Çünkü pozisyon realize edilirken geçmişte değil gelecekte realize edilir. Gelgelelim elimizde geleceğe dair sadece beklenti ya da tahmin olduğundan çeşitli parametreler kullanılarak gelecek için yapılan tahminler küçük hesaplama hatalarından kaynaklı büyük sapmalar gösterebilir.

Fikir yürütelim… Mahallenizdeki sevdiğiniz bir restaurantı ele alalım. 5 yıl önceki bilançosu, değerleme için tek başına ne kadar etkilidir? 5 yıl önceki bilançosunu alıp şu ana ya da geleceğe bakmadan bir öngörüde bulunabilir misiniz? Peki ya son 5 yılın bilançosu elimizde olsa (bu yılı hariç tutalım)? Daha iyi değil mi? Yine de son yıl bilgisi eksik. Son bir yılda bir çok şey değişmiş olabilir ve bu son yıl, şu anki değerini belirlemek için 10 yıl öncesinin bilançosuna göre çok daha etkilidir.(daha anlaşılır olması adına arayı biraz büyük tutalım)

Bu noktaya kadar yaptığımız çıkarım;

  • Elimizde ne kadar fazla veri varsa o kadar iyi

Tabi Veri Yılı – Fayda ilişkisine lineer bakmamak gerekir. Bu ilişki logaritmik bir ilişkidir. Bir süre sonra bilanço yılı ne kadar artarsa artsın elde edeceğimiz fayda değişmeyecektir. Coca Cola’yı bugün değerlemek istersek 1900’lü yıllardan bu yana finansallarına ya da faaliyet raporuna bakmamıza gerek yoktur.

  • Veriler şu ana yaklaştıkça daha çok önem kazanır

Verileri tarihsel olarak alıp, günümüze yaklaştıkça ağırlığını arttıracak şekilde ağırlıklandırırsak bir nevi normalize etmiş oluruz. Yukarıda 1 yıl önceki veri ile 20 yıl önceki verinin bizim için eşit değerde olmadığı yargısına varmıştık.

Normalize ettiğimiz veriye şuandaki bilgi birikimimizi ve en güncel verileri eklersek şirketin şuanda bizim için değerini bulabiliriz.

Gelecek değeri kısaca özetleyecek olursam:

Şuandaki Değer + (Şuan ve Gelecek Arasında Kazanacağı/Kaybedeceği Değer) = Gelecekteki Değer

Şuandaki değerimizi, geçmiş ve şuandaki verilerimizle elde ettik. Gelecekteki değeri bulmamız için gelecek için tahmin yapmamız gerekiyor. Bunun için farklı yöntemler var, ancak bu yöntemler bu yazının konusu değil.

Ama şunu söyleyebilirim ki isterseniz dünyanın en güçlü yatırım bankası olun geleceği tahmin etmek pek mümkün değil. Dilerseniz 1-2 yıl önceki aracı kurum ya da yatırım bankası raporlarına bakabilir ve şimdiki fiyatlarla karşılaştırabilirsiniz.

Peki ne yapacağız? İşlemimizin karlı bir şekilde kapamamız için Satın Aldığımız Fiyat < Sattığımız fiyat olmalı.

Hep değerden bahsettik, fiyat da neyin nesi dediğinizi duyar gibiyim. Belki de farketmemişsinizdir. O halde farkına varın.

Siz mahallenizdeki restaurantı incelemiş, analiz etmiş ve hisse başına 1 lira değer biçmişsinizdir. Restaurant sahibi ise size 2 lira teklif edenler var, 2 liraya satmıyorum 2,1 lirayı veren restaurantı alır demiştir. İşte bu piyasa fiyatıdır. Siz 1 lira değer biçmişsinizdir ancak restaurantı almak için 2,1 liralık bir para ödemeniz gerekir.

Konumuza dönelim. Madem Satın Aldığımız Fiyat < Sattığımız Fiyat olmalı ne diye değerden bahsediyoruz, bu ifadede değer yok ?

Aslında alım işlemimizi yaparken gelecek fiyatının gelecek değerine yakınsayacağını varsayıyoruz.

Restauranta 5 lira değer biçtik. Restaurant sahibi kendi işletmesinin değerini göremedi / paraya acil ihtiyacı oldu / iş değişikliği yapmak istedi ve 2 liradan şirketi satışa çıkardı. 5 lira değer biçtiğimiz için hemen üzerine atladık ve 2 liradan aldık. Para kazanabilmemiz için (sadece alım satımdan para kazandığımızı varsayıyorum.) şirketin satış fiyatının 2’den büyük olması, değerinde satabilmemiz için ise 5 liraya yakınsaması gerekmektedir.

Özetle, şu anki değer şu anki fiyattan bariz derecede büyük ve gelecek için kötü senaryoda bile tahmin ettiğimiz değer şu anki fiyattan bariz derecede fazla ise doğru yoldayız demektir.

Şu an için biçtiğimiz değer şu anki fiyattan ne kadar büyükse geleceğe dair yapacağımız tahmindeki sapma gelecekteki karımızı o kadar az etkiler.