Minimalizm: Meta – İnsan

Minimalizm;

Bizi zincirleyen metalardan kurtulma fikri.

Sahip olduklarımızın bize sahip olmasını engellemek.

Dayatılardan kaçmak.

Günümüzde maalesef “satın almamak” ayıplanır hale gelmiş durumda. Finansal sistemimiz, ekonomimiz, insan ilişkilerimiz hatta kültürümüz bize sistematik bir şekilde bir şeyler satın aldırmaya çalışıyor. Çok yemek yedikçe midemizin genişleyip daha çabuk acıkarak daha çok yemek yemeye başlamamız gibi, daha çok alışveriş de daha çok alışverişi ve daha çok eşyayı getiriyor.

Bugün eşyalarımıza baktığımızda aslında sahip olmak istemediğimiz yüzlerce şeye sahip olduğumuzu görürüz. Kıyafetler, ayakkabılar, çantalar, tablolar, halılar, kutular, sandalyeler, tabaklar. Neden aldığımız/alındığı hakkında hiç bir fikrimiz olmamasına rağmen artmaya da devam ediyor.

Bu durum ilk olarak fırsat maliyetini ortaya çıkarıyor. Paradan para yaratmak için, yatırım için ya da gelecek için kullanılabilecek para yılda bir kez belki kullanılan eşyaların satın alınmasına gidiyor. Eşyaların kapladığı alan, eşyaların bakımı, temizliği, düzenlenmesi ise diğer bir maliyet kalemi.

Beni asıl düşündüren ve yoran durum ise eşyaların düşünce maliyeti. Eşyayı satın alıp almamaya karar vermek, eşyayı tercih etmek, eşya satın alma süreci, yerleşimi, bakımı, eşyalar üzerine yapılan yorum ve eşyaların psikolojinizde etkili bir rol oynaması gibi bir çok faktör aslında hayatımız üzerinde gereksiz yer kaplıyor.

Az ve öz fikri sadece eşyalara mı uygulanabilir? Hayatımızda yer kaplayan onca insanın da bize bir maliyeti var mıdır? Tüm bu insanların fayda ve maliyeti üzerine ne kadar düşünürüz?

“Bana arkadaşlarını söyle sana geleceğini söyleyeyim” cümlesi durumun özeti gibi. Baktığımızda hayatımızın büyük bir bölümünü insanlarla geçiriyoruz. Vakit geçirdiğimiz insanlar pozitifse daha pozitif, sportifse daha sportif, kitap kurduysa daha çok okuyan, pesimist ise daha mutsuzuz…

Geçirdiğimiz vakte göre ağırlıklandırdığımızda, vakit geçirdiğimiz insanların ortalamasıyız. İnsan portföyü iyi oluşturulmadığı takdirde ise ortalama bir insanın üzerine çıkamayız. Bu noktada minimalizm sosyal portföy oluşturmada da ön plana çıkıyor. Az ve öz, minimum maliyetle maksimum kazancı alabileceğin insan, insanın kendine yapacağı en büyük yatırımlardan biri olabilir.